3 Ocak 2018 Çarşamba

Agatha Christie - On Küçük Zenci(Then There Were None) İle İlgili Kitap Değerlendirmesi

On küçük zenci yemeğe gitti,
Birisi kendisini boğdu ve kaldı dokuz.
Dokuz küçük zenci çok geç kalktı,
Biri uyuyakaldı, kaldı sekiz.
Sekiz küçük zenci Devon’da geziye çıktı,
Biri kayboldu, kaldı yedi.
Yedi küçük zenci odun kırdı,
Biri kendisini kesti, kaldı altı.
Altı küçük zenci kovanla oynadı,
Bir balarısı, içlerinden birini soktu, kaldı beş.
Beş küçük zenci mahkemeye gitti,
Biri idam cezası aldı, kaldı dört.
Dört küçük zenci denize gitti,
Birini balık yuttu, kaldı üç.
Üç küçük zenci hayvanat bahçesine gitti,
Birine ayı sarıldı, kaldı iki.
İki küçük zenci güneş altında oturdu,
Biri güneşte kızardı, kaldı bir.
Bir küçük Kızılderili tek başına kaldı.
Gidip kendisini astı ve hiçbiri kalmadı.
(On Küçük Zenci - Agatha Christie)
       Çoğunlukla cinayet kitapları yazan Agatha Christie'nin yazdığı yine ustaca kurgulanmış bir cinayet kitabı olan On Küçük Zenci kitabında her birinin farklı bir sırrı olan 10 kişi bir adaya gönderilirler. Bu kişiler kaldıkları odada küçük bir not bulurlar ve bu notta 10 kişinin nasıl öldüğü yazıyordur. Adada geçirdikleri zaman süresince adaya gönderilen 10 kişinin teker teker nasıl öldüğünü büyük bir gizem içinde anlatan Agatha Christie bence yine bir şaheser yazmış.
       Kitabın çoğunluğunda gizem duygusu hakim ve kitap oldukça akıcı bir şekilde yazılmış. İnsanı adeta içine çekiyor. Ayrıca insanların neden adaya geldiklerini bilmemeleri ve birbirlerine karşı temkinli davranmaları ve zaman geçip insanlar ortadan kaybolmaya başlayınca insanların birbirine bakış açısını, güvensizliğini çok güzel bir şekilde dile getirmiş. İnsanların da birbirlerine konu hayatta kalma olduğunda hayvandan farksız olduğunu ve bir şeyi yapmayı kafalarına taktıklarında onu yapmaktan vazgeçmeyeceklerini anlatmaya çalışmış. Kitabı tahmin edilemez ve akıllara durgunluk veren bir sonla bitirerek böyle bir gizem üstüne kurulmuş hikayeyi, bu hikayeye yaraşır bir şekilde bitirmiş.
       Özetlemek gerekirse, kitap gizemden hoşlanan kişilerin seveceği türden bir eser. Ancak karmaşık bir dille yazıldığı için kolaylıkla anlaşılmıyor. Buna rağmen tüm karmaşayı ve gizemi kitabın sonunda açıklayıp her şeyi açıklığa kavuşturduğu için nefesleri kesiyor. Bana kalırsa herkesin kütüphanesinde bulunması gereken bir kitap.

2 Ocak 2018 Salı

"Yaşar Kemal - Üç Anadolu Efsanesi" ile İlgili Kitap Değerlendirmesi

       "İnsan anadan yiğit doğmaz, insanı hem yürekli, hem de korkak yapan görgüsü ve aklıdır." der Yaşar Kemal kitapta*(Üç Anadolu Efsanesi, Yaşar Kemal(Sayfa 34, Cem Yayınevi)). Kitapta çoğu yerde hep ön planda olan şey akıl ve görgü, karakterlerin etraflarındaki insanlara görgüsü ve aklıyla seçtiği yollardır. 
       Ayrıca Yaşar Kemal bu kitabı yazdığı zamanki önemli olan yiğitlik ve Türk'lerde kadının önemini, belli gelenek ve göreneklerle iyi bir şekilde harmanlamış ve akıcı bir üslup ile okuyucuya sunmuştur. Örneğin, Köroğlu'nun babasının mesleği olan seyisliğin hikayede ön plana çıkarılması ve yine Köroğlu'nun babasının bir atın peşinden yeni yerler keşfetmek için gitmesi, hayvana ve ata mesleğine verilen önemi vurgulamaktadır. Ayrıca Karacaoğlan ve Alageyik hikayelerinde de geyiğe önem verilmiş, geyik kültünün Türk kültüründeki önemi ve avlanmasının doğru yapılması gerektiği öne çıkarılmaktadır. Örneğin Alageyik hikayesinde Halil'in geyik avına gitmemek için kendini tutamaması ve geyik avına çıkması, ona geyik avında kurulan tuzaktan bir geyiğin peşine düşüp kurtulması geyiğin yol gösterici özelliğini, yine Alageyik hikayesinde Halil'in gebe olan bir geyiği vurması ve o geyiği almaya gittiğinde geyiğin onu tepip uçurumdan aşağı atması geyik avının sadece erkek ve olgun geyikleri avlayarak yapılması gerektiğini, gebe olan ya da yavru geyikler öldürüldüğünde geyiğin intikam alacağı vurgulanmaktadır. Bu tüm konular ve özellikleri Yaşar Kemal'in bazı şiirlerle süslemesi ve bu şiirleri aşık(saz çalan kişi) olan karakterlerin ağzından yazması, o zamanlarda sanata ve aşıklara olan önemi okuyucuya, okuyucuyu sıkmadan aktarmıştır. Aynı zamanda aşıkların toplumda öncelik görmesi ve herkesin aşıklara iyi davranması da bu konuyu geliştirmiştir.
       Özetlersek, Yaşar Kemal'in yazdığı "Üç Anadolu Efsanesi" kitabı, Yaşar Kemal'in yaşadığı dönemdeki önemli ögeleri, o zamanki yaşanmış kahrarmanlık hikayelerine güzelce yedirerek, akıcı bir üslup ile anlatmıştır. Ancak anlatımında kullandığı eski kelimeler nedeniyle okurken anlama zorluğu çekebilirsiniz. Ben kendi görüşüm olarak kitabı eski Türkçe kelimelerden arınmış ve daha açık bir dille yazılmış olmasını tercih ederdim. Kitap çoğu kişinin beğenebileceği türden bir eser. Eğer eski Türk edebiyatından bir kitap okumak istiyorsanız bu kitabı size öneririm.